20 Ağustos 2008 Çarşamba

Bir Kadının İtirafı

Bir Kadının İtirafı


Gün bugündü sabah erkenden yataktan kalkıp bir heycanla terliklerini giyip sabahlığını üstüne gecirmişti.
Banyoya günlük bakımlarını yapmıştı yüreği kıpır kıpırdı sanki yerinden cıkacaktı.
Kahvaltısını üstün körün acele yapıp yatak odasında ne giyiceğini tasarlarken heycandan ne yapacağını bilmiyordu sanki bir hoş boşluğun içinde bulmuştu kendini ama mutluydu yada öyle görünüyordu.
Hoş duygular içinde elbiselerin arasına dalmış bir bir deniyordu onu cıkarıp bir diğerini giyiyordu üstüne bir türlü karar verememişti ne giyeceğini birden rahat birseyler üstüne geçirip rahat bir ayakabı giymişti kapıdan çıkacaktıki;
Cantasını unutmuştu merdivenlerden cıkıp üst kat taki odasında cantasını bulmuşken içine bakıp cüzdanının içinde olmadığını fark etti bir yandanda kalbi hala kıpır kıpır çarpıyordu.
Cüzdanını salonda bulmuştu onun için herşey tamamdı evden cıkıp garaja inmiştiki;cep telefonu calmıştı kaportanın üstüne cantasını koyup telefonunu cıkarmıştı kısa bir görüşme yapıp telefonu kapatıp arabasının içine oturup hareket etmişti garaj çıkışında durdurdu arabasını nihayet yolla cıkmıştı artık yol üstünde aklına hiç birşey yoktu yüreğinin heycanı dinmemişti bir süre sonra ofisine gelmişti asansöre binip katında inecekken telefonu tekrardan caldı.
Çok kısa bir görüşmeden sonra telefonunu kapattı kendisini yönetici asistanı karşılamıştı günlük yapacaklarını tek tek aktarıyordu kendisine bir yandanda konuları kontrole diyordu yanlış birşey yapmamak için çalışma ofisinden içeriye adımını atmıştıki;
Yönetici asistanı peşinden girdi kıyafetinin uygun olmadığını bu gün önemli toplantılarının olduğunu hatırlattı aklında hiç birşey yoktu yanlızça yüreğinin kıpırtısı hariçinde bu gün çok önemli idi çok iyi bir iş bağlantısı yapacaktı belkide bütün yılı kurtaracaktı çok güzel para kazanacaktı ama bunları düşünecek durumda değildi çünkü onun için yüreğinnin heycanın dışında hersey boştu bu gözle bakıyordu şuan yaşadıklarına yüreğini sesi ona daha mantıklı geliyordu bunuda yaptı zaten hür düşünceden yana idi her zaman böyle düşündüğünden dolayıda herzaman kazanmıştı belkide bunun rahatlığını yaşıyordu içinde yaşamın koşuşturma labirentlerinde kaybolmaktan yanı gibi bir görüntü ciziyordu.

Yönetici asistanı kendisine bir fincan kahve getirmişti koltuğundan doğrulup kahveden bir yudum aldıktan sonra yardımcısının gözleri içine bakıp bugünkü bütün toplantıları iptal etmesini söyledi.
Yardımcısı hayli şaşırmıştı çünkü hiç böyle bir tepki beklemiyordu bazen spor geldiği olmuştu hemen ofisindeki yedek kıyafetlerinden giyinirdi işine bakardı onun için işi herşeyidi ilk önce işi gelmişti her zaman yardımcısının şaşırması bu yüzden kendisi de anlamadı bu değişikliği çünkü kendini salmış bir vaziyette rahat relakstı hiç bu kadar kendini iyi hissetmemişti.

Yönetici asistanı kendine şu soruyu sormuştu acaba patronum aşıkmı oluyordu diye kendi kendine düşündü.şaskınlığı üstünden atamadı bir süre hemen kendini toparlayıp işinin başına döndü günlük yapacağı işleri progamlarını yapmaya başladı.

İşyerinden cıktı asansöre binmedi merdivenlerden inmeye başladı bir ara merdivenlere oturdu boş boş bakındı sağ sola takribi yarım saat sonra yerinden kalktı tekrardan merdivenlerden inmeye başladı resepsiyonun önünden geçip önkapıya yöneldi dormen taksi çağrıyayımmı efendim dedi hiç cevap vermeden yanından geçip sağ tarafa caddeye doğru yürümeye başladı dormende bir anlam verememişti afarlamıştı çünkü her zaman neşeli ve hatırnaz davranan insan bu gün işe hiç muhattap olmadan sesizce yanından geçip gitmişti arkasından baka kalmıştı ileride köşeden kaybetmişti dormen
Hanfendiyi köşeyi dönünce hiç durmadan yürümeye devam etti.

Taki kendisini heycanlandıran caddenin sonundaki park gözükmüştü
Sanki park ondan kaçıyordu yürüdükçe o kısa yol uzadıkca uzuyordu
Bir türlü bitmiyordu sonunda parkın içine kapısından girmişti etrafı binbir çiceklerle döşenmiş yoldan yürüyerek suni göletin üstündeki köprüden geçerken kuğuların bir birine sarılışlarını gördü gölün içinde öyle bir rask edişleri vardıki herkezi kıskandıracak bir vaziyette yüzüyorlardı hayranlıkla seyrederken kilisenin çan sesi ile yürümeye başladı
Sanki yüreği daha çok çarpmaya başlamıştı.
Heycandan bütün vucuduna titreme gelmişti bir ürperti ile gözlerini
İleride duran bütün ihtişamı duran heybetlimi heybetli vede görkemli
Çanları ile göz kamaştıran kilisenin öne kapısından girdiğinde artık kendine hakim olamıyordu bütün vucudu zangır zangır titremeye başlamıştı başının döndüğünü hissetti tam yere düşecekti arkasından iki tane el vucudunu kavramıştı kadife gibi huzur veren sesi ile rahip in banklardan birine oturtdu kısa bir süre sonra rahip e günah çıkarmak istediğini talep etti.

Kişisel olarak istemiyerek de olsa eve dönerken yolda gecenin karanlığında yolda bir tilkiye çarptığını tilkinin değilde az ileride duran altı tane yavrunun ağlaması kulaklarından hiç çıkmadı size bunları anlatana kadar kulaklarımdan hiç çıkmadı
Vicdanen rahatsız olduğunu bunu ancak sizinle paylaştığımda rahatlıcağımı umuyorum dedi rahipte tanrının af edici olduğunu seni,
Pişman olduğun dan dolayıda af edeceğini söyleyip
Manevi huzura kavustuğum andır.

20 Ağustos 2008
Metin ASLIM
metinaslim@gmail.com

Hiç yorum yok: